Çocuklar ve Ağlama Nöbetleri

Çocuklar ve Ağlama Nöbetleri

Ebeveynler için çocuğunun ağladığını görmek ve işitmek çok zorlayıcı bir deneyim olabilmektedir. Günümüzde halen çocuğun ağlaması olumsuz bir durum gibi görülür ve hızlıca çocuğu sakinleştirip ağlamasını bitirmeye çalışan yetişkin sayısı bir hayli fazladır. Bunun yanında ağlamak gerçekte çocuk için pek çok faydası olan bir durumdur.

Çocuk ağlayarak o sırada yaşadığı duruma karşı duygularını dışa vurduğu gibi geçmiş travmalarını sağaltmak ve gerginliklerini azaltmak için de sık sık ağlayabilir. Araştırmalar gösteriyor ki duygu yoğunluğu karşısında akan göz yaşının ve gözün tahriş olması karşısında akan göz yaşının (soğan doğrarken olduğu gibi) içerikleri birbirinden farklıdır. Duygu yoğunluğu ile akan göz yaşının içeriği toksinleri atıcı bir özelliğe de sahiptir.

Çocukların stresle başa çıkmalarını desteklemek adına kullandıkları dört yol bulunmaktadır; konuşma, sembolik oyun, kahkaha ve ağlama. Çocuk o anki durum karşısında kendisine en iyi gelip onu rahatlatacak yöntemi içgüdüsel olarak bilir ve bu yola yönelir. Herhangi bir yöntem bir diğerinden iyi veya daha etkili değildir, çocuğun yaşına ve duygu durumuna göre bireysel olarak farklı düzeyde faydaları vardır.

Çocukların hayatında pek çok stres kaynağı vardır ve özellikle küçük yaştaki çocuklar her zaman neden ağladıklarını ifade edemezler. Ebeveynler için ağlamanın sebebini bildiklerinde ağlamayla başa çıkmakta daha rahat olurlar ancak sebebi bilinmediğinde veya ebeveyn için ağlama sebebi mantıklı olmadığında (yediği dondurmanın içinde neden parçacık var vb.) ebeveynin duruma sakin yaklaşması ve çocuğa yardımcı olması daha zor olmaktadır. Bu ikinci tür durumlarda çocuklar genellikle birikmiş streslerini boşaltmak adına ağlamaya başlarlar. Yani dondurmadaki parçacık aslında bardağı taşıran son damla olmaktadır. Bu gibi durumlarda “Bunda ağlanacak bir şey yok!” “Ağlama!” vb yaklaşımlar yerine çocuğun ağlamasına alan açmak ve aynı zamanda ona destek mekanizması olarak yanında bulunmak çocuğa iyi gelecektir.

Ağlama Nöbetleri Karşısında Ne Yapmalı?

Ağlayan bebekleri kucakta tutmak ve temasla rahatlamasına destek olmak önemlidir. Daha büyük çocuklarda ise ihtiyacı olduğunda yine kucağa alınabilir ancak çocuk bazen bunu istemeyebilir, ihtiyacı daha farklı olabilir. Bu durumda çocuğu sarılmaya zorlamamak gerekir. Bazen çocuklar regüle olmak için hareket ihtiyacı duyabilirler. Bu sebeple sarılmak istemeyebilirler. Çocuğun ihtiyacına saygı duyarak yaklaşmak önemlidir. Her iki durumda da çocukların ağlarken sevildiklerini ve kabul edildiklerini bilmeye ihtiyaçları vardır. “Evet şu an üzüldün/sinirlendin/zorlandın (yaşadığı duyguyu tanımlamak) ben burdayım. Sarılmamı ister misin?” vb bir cümle kurmak ve ağlamasına izin vermek/alan açmak çocuğa iyi gelecektir.

Çocukların hayatları hayal kırıklıkları ile doludur. Bugün parka gidemeyebilir, istediği oyuncağı alamayabilir, sevmediği bir yemeği yemek zorunda kalabilir vb. pek çok örnek verilebilir hayat içerisinden. Hayal kırıklığı çocuk için çok zorlayıcıdır ve kendini rahatlatmak için genellikle çocuklar ağlamaya başlarlar. Eğer ebeveynin yaptığını bir şey çocuğun hayal kırıklığına sebep olduysa duygusunu kabul edip yanında olmanın dışında çocuktan hatayı fark ettiğini söyleyerek özür dilemek çok önemlidir. Yetişkinlerin büyük bir kısmı çocuklardan özür dilemenin saçma olduğunu düşünür ancak çocuk için yetişkinin bir hatası olduğunda özür dilenmesi en faydalı şeylerden biridir.

Çocuklar bazen fizyolojik ihtiyaçları sebebiyle de ağlayabilirler. Acıktıklarında, uykusuz olduklarında, hasta olacak gibi zamanlarda ağlamaları artabilir. Bir yerlerini çarpıp zarar geldiğinde de can acısıyla yine aynı şekilde ağlayabilirler. Bu tür ağlamalarda çocuğun ihtiyacını belirleyip fizyolojik ihtiyacı gidermek önceliklidir.

Çocuklar davranış kalıplarını hızla öğrenirler. Zaman zaman çocuklar ebeveyninin ağladığında tavrını değiştirdiğini fark eder ve isteklerini ağlayarak yaptırmaya başlarlar. Örneğin çocuk çikolata yemek istediğinde ebeveyni yemekten önce yiyemeyeceğini söyler, çocuk ağlamaya başlar. Çikolatayı yiyemedikçe daha çok ağlar ve ebeveyn sonunda dayanamayıp çikolatayı verir. Bu gibi örneklerde çocuklar ağlayarak istediklerini yaptırmayı öğrenirler. Çocuğa ağlarken destek olan ebeveyn tutumunu ve aldığı kararı ağlama sebebiyle değiştirmemeli, duygusunu anlayıp yansıtsa dahi o çikolatayı yemekten sonra vermekte kararlı olmalıdır.

Mini Kulüp Çocuk Evi Psikolojik Danışmanları